Quantcast
Channel: semptomdan teşhise ALEKSANYAN –Çalışma Yaprağı
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3

Normal Solunum Fonksiyonu

0
0

NORMAL SOLUNUM FONKSİYONU

solunum olayında 4 ayrı sistem bulunmaktadır;

1- Akciğerler ve hava yollan

2- Pülmoner damar sistemi

3- Göğüs duvarı ve diyafragma

4- Merkezi sinir sisteminde, inspirium ve ekspiriunuın gerçekleşmesini sağlayan, solunum merkezleri.

Bu organların ahenk içinde çalışmaları sayesinde, solunumla ilgili su fonksiyonlar sağlanır:

A- Havanın akciğerlere girip çıkması: Vantilasyon

B- Kanın akciğerlere girip çıkması: Pülmoner dolaşım veya pülmoner perfüzyon.

C- Alveollerde gaz alış verişi: Diffüzyon.

Bu fizyolojik olayların düzenli çalışması sayesinde dokuların gereksinimi olan oksijen (02) sağlanır ve dokularda biriken karbon dioksid (C02) oralar­dan alınıp dışarıya atılır.

Tek tek bu fonksiyonların normal oluşu, da yeterli değildir. Şöyle ki bir da­kikada akciğerlere girip çıkan hava miktarı ve bir dakikada akciğerlere girip çıkan kan miktarı normal olabilir. Fakat havanın girip çıktığı aiveoiierden bir böiümününün çevresinde pülmoner kapiller dolaşımı yoksa veya pülmoner kapiller dolaşımın normal olduğu bölgeye hava giremiyorsa, gaz alışverişi olamayacaktır. Şu h^!d’ vantilasyon/perfüzyon uyumunun bulunması gere­kir. Bazı hastalıklarda bu uyumun bozulmuş olduğunu ileride göreceğiz.

Normalde, istirahat halinde, alveollerin tümüne hava girip çıkmamakta­dır. Alveollerin bu bölümü kapalıdır. Fakat kapalı olan alveollerin çevresinde kan dolaşımı da durmuş olduğundan vantilasyon/perfüzyon dengesizliği yoktur.

Solunum fonksiyonlarına daha yakından bakalım.

VANTİLASYON

Vantilasyonda iki faz bulunur: havanın akciğerlere alınması (inspirium) ve akciğerlerden dışarı atılması (cxpirium).

inspirium aktif olarak yapılır. Normalde, özellikle istirahatta, ekspirium pasif bir olaydır, kendiğinden olur.

Akciğerlerin genişlemesine komplians (compliance), büzülmesine ise elastans (elestance) denir.

Akciğerlerin genişleyebilmesi için büzülme gücüne karşı aktif olarak güç sarf etrnek gerekir, inspirium sırasında boyun kasları kaburgaları yukarı doğru çeker. Göğüs kafesi genişler, sternum öne doğru yükselir. Göğüs ka­fesinin ön-arka çapı %20 kadar genişler. Fakat inspiıiumda en önemli görev diyafragmndadır. Diyafrrıgınanın kasılmasıyla akciğerler uzunluğuna genişlerler. Istiıahatte, inspiriumda diyafragmatik solunum daha önemli yer lutar. Erkeklerde diyafragmatik. kadınlarda torakal solunum ön plandadır.intraplevral basınç negatif 4 mmHg dir. Bu kadar hafif bir negatif basınç, akciğerleri açık tutmaya yeterlidir. inspiriumda göğüs kafesi genişleyip di- yafragmo aşağı inince intraplevral negatif basınç arttığından akciğerler ge­nişler. Deıiıı inspiriumda intraplevral basınç -18 mmHg’ye kadar inebilir. Göğüs duvarına bağlı nedenlerle inspiriumun lam yapılamaması veya hava yollarında darlığın bulunması sonucu akciğerlerin genişlemesi, yani kompli- ans, tam yapılamaz.

Akciğerlerin büzülme gücü vardır. İnspirium sona erip diyafragma ve bo­yun kasları gevşeyince akciğerler eski hallerine büzülürler. Bu büzülmeyi, yani elastansı, sağlayan iki kuvvet vardır. Akciğer interstisyumunda bulunan kollajen ve elastik lifler inspiriumda gerilirler, inspirium sona erince tekrar eski hallerine dönerler. Büzülme gücünün 1/3 ünü bu lifler sağlar. Büzülmeyi sağlayan ikinci güç, alveollerdeki yüzey gerilim gücüdür. Alveollerin içini kaplayan sıvının intermoleküler gücü alveolleri küçülmeye zorlar. Bu yüzey gerilim gücü, elastansın 2/3 sini sağlar. Bu yüzey gerilim gücüne karşı ko­yan sürfaktanı biraz aşağıda anlatacağız.

İnspirium sırasında alveollerde basınç negatifleşir. Fakat çok hafif bir negatif­lik söz konusudur, -1 mm Hg dir. Bu hafif negatif basınç bile havanın alveollere girmesine yeter. Normal ekspiriumda ise alveol içi basınç +1 mmHg olur. Bu hafif basınç artışı bile havanın dışarı atılmasına yeter. Glottis kapalı iken kuvvetli ekspirium yapıldığında intraalveoler basınç 140 mmHg’ye çıkarılabilir.

Akciğerlerin elastans gücüne rağmen akciğerlerin tamamen kollabe ol­malarını önleyen iki güç vardır: intraplevral negatif basınç ve alveol içindeki sürfaktan.                  Sürfaktan (surfaclant), sabun veya deterjan benzeri yüzey aktivitesi olan bir maddedir. Alveol epitelindeki tip II hücrelerden (granüler pnömositler, sürfaktan salgılayan hücreler) salgılanan bir fosfolipiddir. Terkibinde lesitin ve sfingomiyelin bulunur. Alveollerin ve bronşiollerin iç yüzüne yayılmış olan bu maddenin görevi, yukarıda bahsettiğimiz yüzey gerilim gücüne karşı koy­mak. yüzey gerilim basıncını düşürmektedir. Yüzey gerilim alveolleri kapa­mağa. büzmeye uğraşır. Bu büzücü güç olmazsa alveoller aşırı genişler ve patlar. Fakat sürfaktan olmazsa alveoller kollabe olur. Sürfaktan olmasaydı, alveolleri açık tutabilmek için intraplevral basıncın -20 ile -30 mmHg olması gerekecekti. Bazı yeni doğanlarda, özellikle erken doğanlarda, sürfaktan sal- gılanışı yeterli olmamaktadır. Bu bebekler vantilasyon yetersizliği ile ölürler. Bu tabloya eskiden “Hiyalin membran hastalığı” denmekteydi. Şimdi “Yeni doğanın stktnltlt solunum sendronıu” (Rcvpirjlo/y dislress sıjndroıııc of ınuvbomc) denmektedir.

Akciğer Volüm ve Kapasiteleri

Normal solunum sayısı dakikada 12-18 dir. Kendiliğinden devam edip gider. Bilinçli olarak yavaslatılabilir. hızlandmlabilir, bir süre için durdurulabi­lir. Kadınlarda solunum biraz daha hızlıdır. Yeni doğanda 44 dür. büyüdükçe yavaşlar.

Akciğerlere girip çıkan hava miktarının ölçülmesine spirometri denir.

Bazı spirome’.rik değerleri bilmek gerekir.

Solunum Volümü

Normal bir inspiriumla alınan havaya solunum volümü (tidal volüme) de­nir. Erkeklerde ortalama 500. kadınlarda 400 mL dir. Aynı miktar hava eks- piriumia atılır. Eforda bu volüm artar.

Dakikada Solunum Volümü

İstirahatte. bir dakikada, alınıp verilen hava miktarıdır. Dakikada solu­num sayısı ortalama 15 kabul edilirse, dakikada solunum volümü 15 x 500 = 7.5 L dir. Kadında solunum volümü daha düşük, fakat dakika solunum sa­yısı daha fazla olduğundan buna yakın değer çıkar. Eforda, hem solunum sayısı, hem de solunum volümü yükselir. Kısa bir süre için dakikada 1.5 litre hava ile (dakikada 3 solunum) yaşanabilir.                                                                                                     ”

İnspirasyon Yedeği

Normal bir inspiriumdan sonra yapılan zorlu inspiriumla alınabilen hava­ya inspirasvon yedeği (inspiratory reserve uolume) denir. Ortalama 3000 mL dir. Eforda solunum volümü arttıkça inspirasvon yedeği azalır.

Inspirasyon Kapasitesi

Norma! bir ekspiriumdan sonra alınabilecek azami hava miktarına inspir- asyon kapasitesi (inspiratory capacity) denir. Yani solunum havası + inspi- rasyon yedeğidir. Ortalama 3500 mL dir. Eforda artar, çünkü daha derin ekspirium yapılır.

İnspirasyon yedeği ve kapasitesi kadınlarda %20 daha düşüktür.

Ekspirasyon Yedeği

Normal bir ekspiriumdan sonra zorlu ekspirium yapılarak bir miktar daha hava atılır. Bu havaya, ekspirasyon yedeği (expiratory reserve volüme) denir. Erkeklerde ortalama 1 100 mL dir. Eforda azalır, çünkü solunum volümü artar.

Reziduet Haca

Zorlu ekspiriumdan sonra akciğerlerde kalan ve çıkarılmasına olanak ol­mayan havaya rsziduel hava (residual volüme) denir. Spirometri ile ölçüle­mez. Helium dilüsyon yöntemiyle veya vücut pletismografisivle ölçülür. Or- ‘dlöma 1200 mL dir. Kırk yasına kadar, totai akciğer kapasitesinin 1/5 i d i r. Yaslandıkça bu oran artar. Altmış yaşın üstündeki normal erkeklerde 1700­2700 mL. kadınlarda 1300-2400 mL dir. Amfizemde reziduel hava artar. Rezidüel havanın görevi, solunum aralarında.-pülmoner kapillerlerden ge­çen kana oksijen vermektir. Böylelikle oksijenlenme kesintisiz olarak devam eder.

Fonksiyonel Rezidüel Kapasite

Ekspirasyon yedeği+reziduel havaya fonksiyonel rezidüel kapasite (functi- onal residual capacity) denir. Normalde, ortalama 2300 mL dir. Eforda azalır.

Vital Kapasite

Zorlu bir inspiriumdan sonra dışarı verilebilecek havanın tümüne vital ka­pasite (uital capacity) denir. Yani solunum havası+inspirasyon yedeği+eks- pirasyon yedeğidir. Altmış yaşın altındaki erkeklerde 3300-5900 mL (ortala­ma 4600 mL) ve kadınlarda 2400-4400 mL (ortalama 3100 mL) dir. Altmış yaşından sonra azalır. Amfizemde, kronik obstrüktif akciğer hastalığında, bronşial astmada. yaygın tüberkülozda, ilerlemiş akciğer kanserinde, fibrotik plörezide. solunum kasları felcinde vital kapasite düşer.

Zorlu ve hızlı bir ekspiriumia bütün hava en kısa sürede, dışarı çıkarıldığın­da. “Zorlu Vital Kapasite” (Forced uital capacity. FVC) söz konusudur.

Total Akciğer Kapasitesi

Zorlu bir inspiriumdan sonra akciğerlerde bulunan havaya total akciğer kapasitesi (total lung capacity) denir. Spirometri ile ölçülemez. Helium di- lüsyon yöntemiyle veya vücut pletismografisiyle ölçülür. Erkeklerde 4800­7900 (ortalama 5800) mL dir. Kadınlarda % 20 düşüktür. Atletlerde ve geniş göğüslülerde fazla, asteniklerde azdır.

Maksimal S olunum Kapasitesi

Bir dakika içinde en derin ve en hızlı solunumla alınıp verilebilecek mak- sima hava miktarına maksimal solunum kapasitesi (maximum breathing ca­pacity) denir. Solunum sayısı dakikada 40-50 ye çıkarılabilir. Fakat bu hız­da ne kadar derin soluk alınırsa alınsın solunum havası miktarı vital kapasi­tenin yansına bile ulaşamaz. Maksimal solunum kapasitesi erkeklerde 120, kadınlarda 100 L ye ulaşabilir.

Solunum. Yedeği                                              –

Maksima solunum kapasitesiyle dakikada solunum volümü arasındaki fark solunum yedeğidir. Dispnelerde solunum yedeği azalır.

Saniyede Zorunlu Ekspirlum Volümü

Zorunlu ekspiriumia ilk saniyede, vital kapasitenin %75-80 ni çıkarılır. Buna. ] saniyede zorunlu ekspirium volümü i forced cxpiratory volüme in I seconc1= FEVi) denir. FEVı/FVC 0.75-0.80 dir. Amfizemde ve obstrüktif hastalıklarda bu değer düşüktür. Yaşlandıkça da biraz düşer.

Maksimum Ekspirium Hızı

FEVı’e benzer bir ölçüm olan maksimum ekspirium hızı {Peak expiratory

flote rale. PFFR) hız ölçer cihaza (flowmeter) üflemekle elde edilir. Zamanla sınırlı değildir. İnspirium yaptıktan sonra birden, olanca kuvvetle, alete üfle­nir. Ağır obstrüksiyonlarda düşük değer çıkar.

Ölü Mesafe

Burundan bıonşiollere kadar olan solunum yolunda bulunan  havaya

“Anatomik ölü mesafe” (anaLomic deaıl space) denir. Erkekte 150. kadında

100 mL dir. Yiiııi her solunumda alınan 500 mi havanın 150 mi si bu ölü mesafede kalır.

Çevresinde kan dolaşımı bulunmayan alveollere hava girebilir, fakat bu havadan yararlanılamaz. Anatomik ölü mesafeye bunu da eklemek gerekir.

Buna “Fizyolojik ölü mesafe” (plıysiological dead space) denir. Normal insanda anatomik ve fizyolojik ölü mesafe eşittir. Fakat bazı hastalıklarda, ör­neğin pülmoner ambolide, alveollerin perfüzyonunun bozulduğu hallerde, fiz­yolojik ölü mesafe, anatomik olanın birkaç misli olabilir.

Alveoler Vantilasyon

Bir dakikada alveollere giren havaya alveoler vantilasyon denir. Solunum havasından (500 mL) anatomik ölü mesafe (150 mL) çıkarıldığında alveoler vantilasyon miktarı (350 mL) elde edilir. Bir dakikadaki solunum sayısıyle çarpıldığında dakikadaki alveoller vantilasyon bulunur (ortalama 4200 mL hava). Bu miktarın 1/5 i oksijendir.


Viewing all articles
Browse latest Browse all 3

Latest Images

Trending Articles


Ayetel Kürsi'nin Daveti


Asayı Musa


SCCM 2012 Client Installation issue


Yusuf Suresi (100.ayet)Kapı, kılıç ve zirve duası


Kağıtları Altına Çevirmek


Sihir ve Büyü Çözmek İçin VEFK


Ya Rakib Esmasının Mucizeleri


Arkanızdan Konuşanları Susturmak İçin Dua


irsal ve musallat etmek


Merhamet, Gnade izle | 1080p — 720p Türkçe Dublaj HD